• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İstanbul Denver Gelişim Test ve Eğitim Merkezi
Randevu : 0533 373 81 23

0-6 Ay Arası
Sağlıklı gözüken çocukları olası sorunları yönünden taranması
12-18 Ay Arası
Riskli Bebekler ve Gelişimsel Gerilik Olduğundan kuşkulanılan işlevlerde
02-03 Yaş Arası
Gelişimsel sorunu konusunda tanı almış ve özel eğitime başlatılan çocukların ilk değerlendirmeleri
05-06 Yaş Arası
Okulöncesi eğitim kurumuna başlayan çocuğun beceri düzeyinin ve gelişiminin belirlenmesi
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu

Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocukluk gelişim safhalarında yaşanan problemler çocukta davranım bozukluğuna neden

olabilmektedir. Peki nedir bu gelişim safhaları:

Erken çocukluk-güven duygusu

Erken çocukluk-bağımsızlık duygusu

Okul öncesi-girişkenlik duygusu

Okul çağı-Çalışma duygusu

Ergen-kimlik duygusu

SIK GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI:

Alt ıslatma,kekemelik,parmak emme,uyku ve yemek bozuklukları,çalma,yalan

 söyleme,bağımlılık,korkular,

saldırganlık,sürekli kuralları çiğneme,okuldan kaçma.

     Davranış bozuklukluğu çocuğun ruhsal sorunlarının davranışa aktarması sonucu ortaya

çıkar. Davranış bozukluğu olması için o davranış yaşına uyuyor mu,yoğunluğu nedir,sürekli

mi,cinsel rol beklentisine uyuyor mu bakılır.

Davranış bozukluğu oldukça sık görülmektedir. Ergenler arasında görülme sıklığının %15e

kadar yükseldiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.Çocuklarda yıkıcı davranım

bozukluğu ilk belirtiler 5-6 yaşlarında olur ve genelde 10 yaş civarında belirgin hal alır.

Dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğu,öğrenme bozukluğu,zeka geriliği,madde bağımlılığı

ve duygusal pronlem yaşayan çocuklar risk altındadır.

Koruyucu faktörler ise, üstün zekalı olma,sosyal becerisinin yüksek olması,davranım

bozukluğu olmayan arkadaş çevresinin olmaı,yüksek benlik saygısı,ailenin desteği.

Davranış Sorunları olan Çocukları Tedavi Edelim

Yıkıcı davranım bozukluğu olan çocuklar büyük oranda tedavi edilebilirler. Çocukta agresif

davranışlar dikkate alınmalıdır; her çocuk yaptığı davranışta mesaj veriyordur. Aile-okul-

psikolog üçlemesi çocuğun yıkıcı davranım bozukluğunu azaltmaktadır.

Psikolog Danışma
Aidat Borcu Sorgulama
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Erteleme davranışı ve Motivasyon
04/01/2022

Erteleme davranışı ve Motivasyon

Kabul edelim hepimizin motivasyona ihtiyacı var. Ders çalışırken, işte çalışırken, üretken olmak için, gezmek için bazen ev temizlemek için bile motivasyona ihtiyacımız oluyor. O olmayınca hiçbir şey yapasımız gelmiyor. Peki bu durumun üstesinden nasıl geleceğiz? Neden motivasyona ihtiyacımız var? Neden bazen motive hissedemiyoruz? Ve ihtiyacımız olan o motivasyonu her seferinde nasıl bulabiliriz?

Motivasyon yani güdü; bireyin hareket ve davranışlarını başlatan içsel güç, davranışlarımıza enerji sağlayan güç olarak tanımlanır. Motivasyon içseldir ama motivasyonun kaynağı içsel ya da dışsal olabilir.

Erteleme davranışı ve tembelliği ekarte edecek dünyaca ünlü bir Japon öğretisi olan KAIZEN yöntemi:

Kai Japoncada değişim, zen ise bilgelik demektir. Yani bilgece değişim gibi bir anlama çıkıyor. Bu öğretinin temel olarak anlattığı şey şu; “bir şeye üşendiğinde ya da tembelliğin tuttuğunda saatini bir dakikaya kur, başlat ve o işi istemesen de o sür boyunca yapmaya çalış. Burada iki şey kazanmış oluyorsun: İlk olarak bir türlü başlayamama psikolojisinin önüne geçmiş oluyorsun. Nasıl olsa bir dakika bari başlayayım diyorsun ve konuya başlamış oluyorsun. İkincisi de kısa bir süre bile olsa o konuyla ilgili bir ilerleme kaydettiğin için “ya kısacık sürede bir şeyler yaptım. Başlamışken biraz daha devam ettireyim” psikolojisine bürünebiliyorsun. Bu yöntemi mesleki gelişiminiz için, ders çalışmak için, işinizle ilgili konularda, ev işleri ile ilgili konularda, kitap okumak için, ibadetlerinizde bir çok alanda kullanabilirsiniz.

 

Berbat hissettiğinde kullanabileceğin iki metot:

İnsan bazen gerçekten berbat hissedebiliyor ve hiçbir şey yapası gelmiyor. Böyle durumlarda bu iki yöntemi kullanabiliriz. Değişim bazen içten dışa bazen dıştan içe doğru gerçekleşir. İlk yöntem dıştan içe fizyolojimizi değiştirmekle ilgili. Kişisel gelişim literatüründe yapana kadar taklit et diye bir kavram vardır. Üzüntülü mü hissediyorum, kahkaha atacak bir yol bulurum, onları izlerim, onları dinlerim, öyle ortamlarda olurum ya da öyle insanlarla birlikte olurum ve üzüntümü üzerimden defederim. Vücut gerçekten böyle çalışıyor. Yani dışarının içeriyi değiştirme gücü vardır. Dışarıdaki hareketlerimizi, davranışlarımızı, bulunduğumuz ortamları değiştirdiğimizde dışarıdaki güçler fizyolojimizi değiştiriyor. Halsiz, enerjisiz, tembel mi hissediyorsun. Ayağa kalk, yumruğunu sık, ortam müsait ise şöyle güzel bir bağır: “Başaracağım. Ne var ki bunda? Hepsinin üstesinden geleceğim. Daha önce yaptım. Bu sefer de yapacağım. Herkese bunu ispat edeceğim! “ Hareketler duyguları değiştirir. Göreceksiniz fizyolojinizi de dışarıda yapacağınız değişiklikler içerideki titreşimleri değiştirecek. İkinci yöntem içeriye yoğunlaşmak, odağımızı değiştirmekle ilgili. Hüzünlü şarkılar dinlersen üzüleceksindir. Harekete geçirici şarkılar dinlersen ya da filmler izlersen, ortamlarda bulunursan harekete geçesin gelecektir. Neye odaklanırsan ona dönüşmeye başlarsın. Neyi istersen, neyle uğraşırsan onu elde etmeye başlarsın. Odaklandığın şey içsel enerjini değiştirir. Bu yüzden daima enerji verici şeylere odaklanın ve onlarla haşır neşir olmaya çalışın ki zamanla onlara dönüşmeye başlayın. Doğru arkadaş seçimi de bu konuya dahildir.

Özet olarak bir daha bir şeye motive olamadığında bir şey yapasın gelmediğinde önce fizyolojini değiştir, hareketlerini değiştir ve odaklandığın şeyleri değiştir. Değişimi dışarıdan içeriye doğru başlat ve sonuçlandır.

Japon balığı gibi yaşamak:

Japon balıkları ne ile meşhurdur? Kısa süreli hafızaları ile. Ama Time dergisinde yayımlanan makalede günümüz insanı odaklanmakta Japon balıklarının gerisine düşmüş durumdadır. Japon balıkları 9 saniye odaklı kalabiliyor, şu anda günümüz insanı için bu süre 8 saniyeye düşmüş durumda. Şimdi konsantre oldun, her şey yolunda gidiyor, canavar gibi çalışıyorsun sonra telefonundan bir yerden bildirim sesi geliyor, İnstagrama bakayım diyorsun neler oluyor diye ve videolara dalıyorsun saatler geçiyor. Tabi bunun farkında değilsin. Başını kaldırıyorsun bir bakıyorsun birkaç saat geçmiş kısa videolar izleye izleye zamanı öldürmüşsün. Şimdi başa dönüp o iş coşkusunu tekrar inşaa etmen gerekiyor. Sanırım bu herkese az çok tanıdık gelmiştir. Akıllı insanlar hatalarından ders alır ama daha akıllı insanlar o hatalar gerçekleşmeden önlem alır. Japon balıkları gibi yapmayalım, odaklıyken, motiveyken, harıl harıl çalışıyorken nasıl avlanabileceğimizi öngörelim ve o olaylar gerçekleşmeden avlanma gerçekleşmeden önünü keselim.

7 Derin neden metodu:

Motive olamamızın en büyük nedenlerinden birisi de görevimizin veya amacımızın ardındaki anlamı kaybetmemizdir. Hırslarımız, sürü psikolojisi, yoğun hayatta koşturmak, herkes gibi yaşamaya çalışmak… Öyle bir an gelir ki hayatımızda bir şeyi yapma amacımız içsel amacımızla yani o olaya ilk gün başladığımız o nedenle artık örtüşmüyordur. Ona hizmet etmiyordur. Bu olayı çözümlemek için kendimize sormamız gereken sorular var. Örneğin; neden şu an yaptığın şeyi yapmaya çalışıyorsun? Neden hayallerinin peşinden koşmaya çalışıyorsun? Mesela para kazanmak için mi? Neden para kazanmaya çalışıyorsun? Ev, araba almak, dünyayı gezmek, farklı insanlarla tanışmak için mi? Peki bunu neden istiyorsun? Yazar Dean Graziosi’nin bu konuda çok güzel bir metodu var. 7 derin neden isimli. Gerçek amacınızı keşfetmek için 7 kez derinlemesine; “Ben neden bunu istiyorum? Ben neden bunu yapmaya çalışıyorum?” diye incelemeniz anlamına gelir. Bunu yapın. İçinizde gömülü olan, belki kendinizin bile henüz keşfedemediği derin en temel amaca ulaşacaksınız.

Sevgini manipüle et ve eğlen:

Sevdiğiniz bir iş seçin. Hayatınız boyunca bir gün bile çalışmak zorunda kalmayacaksınız. Çoğu insan çalışmayı eğlenceli bulmadığı için çalışmak istemez. Eğlence en iyi motivasyon kaynaklarından biridir. Dünyanın en büyük futbol takımları futbolculara milyonlarca dolar vermesine rağmen daha iyi çalışabilsinler daha çok motive olabilsinler diye antrenmanlarını eğlenceli hale getirmeye çalışırlar. Şunu çok net kabul ediyorum. Yaptığımız her şeye tutku duymak zorunda değiliz. Bazen sevmediğimiz şeyleri de yapmak zorunda kalıyoruz bu hayatta. Ama her işimize eğlence katabiliriz. Yöntem çok basit. Sevdiğimiz şeylerle yapmak zorunda olduğumuz ama tutku duyamadığımız şeyleri bir araya getirmek. Burada birkaç örnek verelim. Örneğin spor yaparken motive olmakta zorlanıyorsunuz. O zaman dinlemekten çok hoşlandığınız bir podcast’i spor yaparken bir araya getirin. Ya da odanızı toplarken evinizi düzenlemeye çalışırken çok sevdiğiniz bir müziği dinleyin. Sevmediğiniz bir ders var ama çalışmak zorundasınız. Netlerinizi yükseltmek zorundasınız. O zaman sevmemeye odaklanmak yerine kendinize günlük hedefler koyun ve olayı manipüle edin. Olayı derse çalışmak değil günlük haftalık hedefleri tamamlayıp ödülleri kapmaya dönüştürün. Ya da kafa dengi bir arkadaşla çok sevdiğiniz bir ortamda çalışmayı deneyin. Bu değişiklik sizi motive edebilir. Sorumluluklarınıza eğlence katmış olursunuz.

Hazzı ertelemenin verdiği haz:

Biliyorsunuz hayvanlar hazzı erteleyemez. Ama insan olmanın getirdiği zihinsel ihtişam hazla adeta dalga geçebilir. Onu ajandasına alabilir. Onu erteleyebilir. Onu daha sonraki bir planının içine koyabilir. Şuan yapmak istemiyorum seni der. Daha sonra görüşürüz der. Hazla adeta dans edebiliriz. Oyun oynayabiliriz ve bir insan hayatında bir kez hazzı ertelemenin getirdiği keyfi keşfederse dünyadaki en güzel lezzetlerden birini tatmış olur. Hazlara değil büyük ödüllere konsantre olalım. Bu sırrı keşfettiğimizde sorumluluklarımıza daha fazla vakit ayırabileceğiz. Çünkü yapmamız gereken bir şey olunca genelde yapmamamızın sebebi karşımıza çıkan anlık hazlara kendimizi kaptırmak oluyor. Bugünkü sorumluluklarımızı yapmayınca da gelecekte başımıza büyük belalar açılabiliyor. Gelecekteki büyük problemlerin önüne nasıl geçebiliriz? Şu an onlar küçükken küçük sorumluluklarımızı yerine getirerek. Yani hayalini erteleme. Hayalini mahfedecek anlık hazlarını ertele. Konfor alanını terk et. Bunu yapmazsak eğer aylar yıllar geçmiş biz kendimize meydan okumayı unutmuşsak eğer değişime kapalı oluruz. Yeni bir yaklaşıma geçmemiz gerektiğinde de motivasyon bulamıyoruz. İstediğimiz her şey konfor alanımızın hemen dışında. Değişim gelişim kaçınılmaz. Dünya çok başka bir yere doğru gidiyor. Pasif tarafa kalırsak, iyiye doğru gelişmezsek, kendimizi geliştirmezsek geride kalacağız, çok şey kaybedeceğiz. Motive olamıyorum, bir şey yapamıyorum evresinden, süper motiveyim, her şey harika gidiyor evresine kendinize uygun yöntemleri bularak geçebilirsiniz.

 

Uzman Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



472 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Otistik çocukları üç konuda sıkıntı yaşarlar; sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan, davranışsal konular. Çocuğunuzda bunlardan tamamı olmasa da bir kısmını gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmanız çok önemlidir. Otizm’de erken teşhis ve doğru yönl
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam90
Toplam Ziyaret229726
Köşe Yazıları Köşe Yazarları
Aile ve Çift Danışmanı Psikolog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 546 9324624
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Zararları Nasıl Önlenir?

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Klinik Psikolog Gülten DEMİRDÖVEN
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
ÖZSEVGİ & KARI-KOCA SEVGİSİ

Psikolog Barış Yılmaz
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Psk. Dan. Furkan Çulfa 0544 724 36 50
Okula Gitmenin Psikolojik Olarak Olumlu Katkıları Nelerdir?

sevdadiyarı şiirterapisi
Çocuk olmak ne güzeldi ….

sinem sayışman05333738123
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Olmanın Orijinal Otantikliği: Özbenlik, Özgüven ve Özfarkındalık

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Yaşam Koçu Aile Koçu istanbul Ayşim Çulfa
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG GÜLTEN DEMİRDÖVEN

35 Yıllık Tecrübeden Faydalanın Randevu Telefonlarımız: 0216-3476003 ve 0533-3738123

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

Bağımlılık deyince sigara,internet,alkol ve madde bağımlılığı aklıma geliyor. Gelişen

teknoloji ile hayatımıza bir çok yönden kolaylaştırma gelirken diğer yandan yeni riskler

 zararlarıda gelmiştir. Teknoloji çağında internet,sosyal medya araçları,bilgisayar,cep telefonu

 gibi yeni gelişmeler vazgeçilmez hale gelmiştir. Her yaşya görülen bu bağımlılık özellikle

12-18 yaş grubu açısından büyük önem taşır. Bu dönemde bireylerin ailelerinden uzaklaşıp

daha çok arkadaş gibi çevreye yönelmesi bağımlılığı tetiklemektedir. İletişimi artırmak,bilgi

paylaşımını kolaylaştırmak gibi yararları olmasının yanında işyeri ve okul performansının

düşmesi,uyku bozukluğu,internetin olmadığı hayatın getirdiği sıkıcı hayat düşüncesiyle

oluşan insanlarda fiziksel anlamda uzaklaşma görülmektedir. Özellikle okul çağında sık 

görüldüğü için öğrencilerin oldukça ruhsal ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini kötü

yönde etkileyerek akademik başarılarını da düşüne  aşırı internet/bilgisayar kullanımı bireyin

hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde etkilemektedir.

Ülkemizde bireyler eğlenmek,duygusal gereksinimlerini gidermek,sorunlarından

uzaklaşmak,heyecan aramak,gruba dahil olmak için madde/sigara kullanmayı denerler.

Bağımlılıkta Bazı Belirtiler:

  • İstenen keyfin alınabilmesi için internet kullanım süresinin artması
  • Bunaltı
  • İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler
  • İnternet kullanımını bırakmak isteme fakat boşa giden çabaların eşlik etmesi
  • İnternet kullanımı ile boş zamanları değerlendirememe
  • İnternet kullanımı ile randevulara geç kalma

Bağımlılığa Neden Olan Bazı Etmenler:

  • Alkolizm,sigara bağımlılığı aileden model alınarak başlamaktadır 
  • Aile içi sorunlar-çatışmalar bireyi bağımlılığa sürüklemektedir. 
  • Ailenin çocuğa karşı aşırı katı tutumu,evlilik çatışmaları,boşanmış aileler
  • Göç etmek pek çok sorunu beraberinde getirdiği gibi bağımlılığa da neden olmaktadır. 

ÇOCUKLARIMIZI BAĞIMLILIKTAN KORUMALIYIZ AMA NASIL?

Tedaviyi özellikle çocuğun istemesi, tedavi süresince anne ve babanın da katılması gerekiyor.

 Tedavi kişinin maddeyi bırakmasını,sosyal hayata geri dönmesini,kendini keşfetmesini

sağlar. Kişinin psikoloğu ile işbirliği yapması da tedaviyi hızlandırmakta ve başarı oranını

arttırmaktadır. Çocuğun hayatını organize etmek gerekir.Kişinin sorumluluğu üstlenmesini

sağlamak,seçenekleri daraltmak bağımlı kişinin tedaviye gitmesini sağlar.

Bağımlılıkta Yapılması Önerilenler:

  • İnternet kullanımını zıt saatlere kaydırmak
  • Dış durdurucular kullanmak
  • Hedefler belirlemek
  • Boş zaman etkinliği koyma
  • Aile terapisi
  • Çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasına teşvik etmek
  • Ailelerin daha çok çocukla zaman geçirmesi
  • Bilgi için arayınız: 0544-724 3650

 

 

Çocuk Ergen ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Çocuk Ergen Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Hava Durumu
Saat