• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İstanbul Denver Gelişim Test ve Eğitim Merkezi
Randevu : 0533 373 81 23

0-6 Ay Arası
Sağlıklı gözüken çocukları olası sorunları yönünden taranması
12-18 Ay Arası
Riskli Bebekler ve Gelişimsel Gerilik Olduğundan kuşkulanılan işlevlerde
02-03 Yaş Arası
Gelişimsel sorunu konusunda tanı almış ve özel eğitime başlatılan çocukların ilk değerlendirmeleri
05-06 Yaş Arası
Okulöncesi eğitim kurumuna başlayan çocuğun beceri düzeyinin ve gelişiminin belirlenmesi
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu

Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocukluk gelişim safhalarında yaşanan problemler çocukta davranım bozukluğuna neden

olabilmektedir. Peki nedir bu gelişim safhaları:

Erken çocukluk-güven duygusu

Erken çocukluk-bağımsızlık duygusu

Okul öncesi-girişkenlik duygusu

Okul çağı-Çalışma duygusu

Ergen-kimlik duygusu

SIK GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI:

Alt ıslatma,kekemelik,parmak emme,uyku ve yemek bozuklukları,çalma,yalan

 söyleme,bağımlılık,korkular,

saldırganlık,sürekli kuralları çiğneme,okuldan kaçma.

     Davranış bozuklukluğu çocuğun ruhsal sorunlarının davranışa aktarması sonucu ortaya

çıkar. Davranış bozukluğu olması için o davranış yaşına uyuyor mu,yoğunluğu nedir,sürekli

mi,cinsel rol beklentisine uyuyor mu bakılır.

Davranış bozukluğu oldukça sık görülmektedir. Ergenler arasında görülme sıklığının %15e

kadar yükseldiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.Çocuklarda yıkıcı davranım

bozukluğu ilk belirtiler 5-6 yaşlarında olur ve genelde 10 yaş civarında belirgin hal alır.

Dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğu,öğrenme bozukluğu,zeka geriliği,madde bağımlılığı

ve duygusal pronlem yaşayan çocuklar risk altındadır.

Koruyucu faktörler ise, üstün zekalı olma,sosyal becerisinin yüksek olması,davranım

bozukluğu olmayan arkadaş çevresinin olmaı,yüksek benlik saygısı,ailenin desteği.

Davranış Sorunları olan Çocukları Tedavi Edelim

Yıkıcı davranım bozukluğu olan çocuklar büyük oranda tedavi edilebilirler. Çocukta agresif

davranışlar dikkate alınmalıdır; her çocuk yaptığı davranışta mesaj veriyordur. Aile-okul-

psikolog üçlemesi çocuğun yıkıcı davranım bozukluğunu azaltmaktadır.

Psikolog Danışma
Aidat Borcu Sorgulama
Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
ekremculfa@gmail.com
KISIRLIK TEDAVİSİ GÖREN ÇİFTLER ARASI İLETİŞİM VE UYUM NASIL OLMALIDIR?
14/04/2020

KISIRLIK TEDAVİSİ GÖREN ÇİFTLERDE İLETİŞİM VE UYUM NASIL OLMALIDIR?

Whatsapp ve  İrtibat Tel No : 0533 373 81 23

 

Kısırlık tedavisi gören çiftlerin çoğu, çocuk sahibi olmak amacıyla görülen tedaviyi hem fiziksel, hem psikolojik, hem duygusal hem de ailevi açıdan büyük özveri gerektiren bir yaşam olayı olarak tanımlar.

 

Çiftlerin olası psikolojik ihtiyaç ve beklentilerini ifade edebilecekleri uygun bir ortamın oluşturulması, tedavinin bütünselliği ve etkinliği açısından   oldukça yararlıdır.

 

Çocuk sahibi olma ile ilgili yaşanan problemler çiftlere özel bir konu olmasına rağmen, toplumsal beklentilerin konuyla ilgili kararların alınmasında belirleyici bir etken olduğu görülür.

 

Çiftler, bu dönemde yaşadıklarını yakın çevresiyle paylaşmak konusunda çekimser kalabilirler. Tü bebek tedavi döneminde birçok test ve tetkikle ilgili kararların alınması, olayın maddi boyutu, çocuk sahibi olmakla ilgili belirsizlik, çevresel vb etmenler, çiftlerin ruhsal açıdan duyarlı hale gelmelerine neden olabilmektedir.

 

Umut ile umutsuzluk arasındaki çizgide beklentilerin tutulması ve bu beklentilerin alınan tetkik sonuçlarına göre kolayca değişebilir olması, kaygı, endişe, korku, kızgınlık, mutluluk ve neşe gibi çok çeşitli duyguların yaşanmasına neden olduğu görülmektedir.

 

TÜP BEBEK TEDAVİ SÜRECİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ NELERDİR?

 

Bireyin kişilik yapısı, hayata bakış tarzı, kısırlık problemini bireyin nasıl algıladığı, özellikle çocuk sahibi olmanın anlamı tedavi sürecinin genel duygu durum üzerindeki etkisini belirler.

 

Bunun yanında, aile yapısı, eşle olan ilişkiler, ekonomik koşullar, sosyal ortam ve konuyla ilgili çevresel etmenlerde tedavi sürecini etkiler.

 

Psikolojik etkilerin yapısını belirleyen önemli etmenlerden biri de fiziksel açıdan çocuk sahibi olamama nedenleri ortaya konduktan sonra eşlerden birinin kendini “problem” kaynağı olarak görmesiyle ilgilidir.

 

Kısırlığın genel tanımına bağlı olarak stres ve kaygı,  kronik olarak yaşanabileceği gibi, tedavi sırasında uygulamalara ve test sonuçlarına bağlı kısa dönemli stres ve kaygı da yaşanabilir.

 

Özellikle, tedavinin birden çok tekrarlandığı çiftlerde stres ve kaygı oranlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır.

 

Kısırlığın anlamının yaşanan başarısız denemelerle kuvvetlenmesiyle, çiftlerin iç dünyasında kayıp, yas duygusuna dönüştüğü görülmektedir.

 

Karşılıklı yaşanan bu duyguların eşler arasında paylaşılamaması ve profesyonel psikolog yardımı  alınmaması da zamanla eşlerin kendi içerisinde yaşadıkları kızgınlık, endişe, korku, kaygı ya da kırgınlıklarla başbaşa kalmaktadırlar.

 

Tüp Bebek Tedavi döneminde, fiziksel müdahaleler ve tetkikler sırasında bireyleri en önemli etkileyen konulardan biri de “beklemek” ve bu sürecin getirdiği “belirsizlik” duygusudur. Beklemek ve belirsizlik; çiftler ve aileleri için içinde umudu barındırdığı gibi umutsuzluğu da barındırır.

 

Her alınan başarılı sonuç, çocuk sahibi olmakla ilgili olumlu bir ışığın yanmasına neden olurken, olumsuz bir test sonucu çiftler ve aileleri üzerinde tam tersi bir etki oluşturabilmektedir.

 

Özellikle, bekleme sürecinde psikolojik destek ve çift terapisi sağlanması bu dönemin daha rahat geçirilmesine katkıda bulunur.

ÇİFTLERİN PSİKOLOJİLERİNİ VE İLİŞKİLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?

 

1. Infertilite (kısırlık) süresi,

2. İnfertilite (kısırlık) nedeni,

3. Tedavi süresi,

4. Başarısız tedavi denemeleri,

5. Tedavi Sürecinde eşlerin birbirleriyle etkileşimleri ve iletişim sorunları,

6. Tedavi Sürecinde aile ve çevre baskısı,

7. Tedavi Sürecinde sağlık personeliyle etkileşimler ve iletişim sorunları.

 

KISIRLIĞIN PSİKOLOJİK YÖNÜ NEDİR?

 

Bireysel ve Çift görüşmelerinde :

 

1.            “İşlemediğim bir suçtan dolayı cezalandırılıyormuşum gibi bir şey”,

 

2.            “İstemeyen binlerce kişinin çocuğu olduğu halde ben neden bu kadar şanssızım”,

 

3.            “Sanki yaşamımın bazı alanları donmuş gibi, peki ben bunu hak edecek ne yaptım?”,

 

4.            “Eğer kendi çocuğumu doğuramazsam eşim beni terk eder mi?”… gibi

 

olumsuz duygu ve düşüncelere sahip oldukları gözlemlenmiştir.

 

 

Üreme bir insanın yaşamındaki en önemli ve en temel ihtiyaçlardan birisidir. İnfertilite (kısırlık), ülkemizde olduğu gibi aile bağları güçlü olan toplumlarda yalnızca çifti değil onlarla beraber pek çok kişiyi etkileyen bir krizdir.

 

İnfertil tanısı almak hem şok, inkar, kayıp hissi, suçluluk, depresyon, izolasyon veya içe çekilme, hayatın anlamının yitirilmesi gibi bireysel psikolojik sorunlara; hem de çift olarak cinsellik ve aile-evlilikle ilgili sorunlara yol açmaktadır.

 

Bu nedenle infertilite sadece jinekolojik bir sorun değil, psiko-sosyal bir sorun olarak görülmedir.

 

Öncelikle çiftler için çocuk sahibi olmamayı kabullenmek zor gelir ve tanıyı yadsırlar. Daha sonra yaşanan duygu ise öfkedir.

 

Kendilerine, diğer eşe, çocuklu çiftlere karşı öfke duyabilirler. İnfertilite ile mücadeleye devam eden çiftler suçluluk yaşamaya başlarlar.

 

Özellikle infertil tanısı konmuş bireyde suçluluk daha da fazladır. İnfertil birey eş tarafından terk edilmeye dair anksiyete (kaygı) yaşayabilir.

 

Kendini değersiz hissetme, pek çok şeye karşı ilgi kaybı ön plana çıkabilir. Birçok kişinin çaba harcamadan yaşadığını, kendisinin asla yaşayamayacağını düşünür. Çiftler haksızlığa uğradıkları hissine kapılabilirler.

 

Bazı çiftler uzun yıllar gebe kalma çabalarını sürdürürken, bazıları bu süreçten vazgeçerek sorunu kadere bırakırlar.

 

Tedavi sürecinin uzunluğu ve sonucunun belirsizliği çiftlerin duygusal açıdan zor bir dönem geçirmelerine neden olmaktadır.

 

Bazı kişiler infertil tanısı aldıktan sonra yaşamlarının tüm alanlarını ihmal ederek bu tedavi üzerine yoğunlaşırlar.

 

Aile ve arkadaşlarla olan ilişkilerden uzaklaşılabilir, iletişim kurmada zorluklar ortaya çıkabilir.

 

Kişi “hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacağım” gibi olumsuz duygulara kapılabilir. İnfertil çiftlerin olumsuz duygusal tepkileri, yaşama sevincini azaltmakta, başkalarıyla ve eşleriyle olan ilişkilerini etkilemekte ve sahip oldukları sağlık sorununun yükünü daha da ağırlaştırmaktadır.

 

İNFERTİLİTENİN (KISIRLIĞIN) ERKEK VE KADIN ÜZERİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİ AYNI MI?

 

Araştırmalar infertilite (kısırlık) sorununun çiftler arasında farklı duygusal tepkilere neden olduğu doğrultusundadır.

 

İnfertilite çiftin problemi olduğu halde kadın ve erkek farklı duygusal tepkiler gösterebilirler.

 

Yapılan karşılaştırılmalı çalışmalarda erkeklerde daha az sıklıkta klinik depresyon ve anksiyete (kaygı) olduğu görülmüştür.

 

Kadınlarda daha fazla psikolojik problem ortaya çıkması tıbbi testlere daha fazla maruz kalmaları ve tedavi amacıyla aldıkları hormonların da birtakım psikolojik değişiklikler oluşturmasıyla açıklanmaktadır.

 

Kadın ve erkeklerde başa çıkma mekanizmaları arasında da farklılıklar mevcuttur. Kadınlar duygularını paylaşabilecekleri gruplara katılırken, konuyla ilgili araştırma, daha fazla okuma eğiliminde olurken, erkekler kişisel şeyler hakkında konuşmazlar ve emosyonel (duygusal) sıkıntılarını kendilerine saklarlar.

 

Kadınlar infertiliteyi daha çok kişiselleştirirken kayıp duygusu yaşamakta ve özgüvenlerinde azalma meydana gelmektedir.

 

İNFERTİLİTENİN (KISIRLIĞIN) TANI VE TEDAVİ SÜRECİNDE PSİKOLOJİK DESTEĞE VEYA ÇİFT TERAPİSİNE İHTİYAÇ DUYULUP DUYULMADIĞI NASIL ANLAŞIR?

 

İnfertilite tanısı ve tedavi sürecindeki tüm bu zorluklar başlangıçtaki olumsuz duygulanımlardan öte zamanla depresyon, anksiyete (kaygı) bozuklukları gibi psikiyatrik tabloların gelişmesine de neden olabilmektedir.

 

Tedavinin süresi, tedavi şekli, kişilik özellikleri, uyum süreçleri, destek sistemleri gibi faktörler infertiliteye ait psikolojik tepkilerin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Kişinin psikolojik durumunun etkisi tedavi başarısında önemlidir.

 

İnfertilite tedavi sürecindeki çiftlerin psikolojik destek alma konusunda bilinçli olması ve tedavinin

1. Aşaması olan tedaviye karar verme,

2. Aşama aşılamanın gerçekleştiği bekleyiş aşaması,

3. Aşama aşılamanın gerçekleştiği ya da gerçekleşmediği aşama,

4. Aşama gebelik süreçlerinin belirli dönemlerinde psikolojik destek uzmanlarıyla profesyonel destek alma konusunda iletişimde bulunmaları gerekmektedir.

 

İNTERFİLİTE TEDAVİSİ GÖREN BİREYLERİN VE ÇİFTLERİN PSİKOLOJİK DURUMU

 

Kısırlık tedavisi gören her çiftin tedavi döneminde duygusal açıdan kendini iyi ya da kötü hissettiği zamanlar olabilir.

 

İnterfilite tedavisinde özellikle kadınlar yaşam kontrollerini kaybetme hissine kapılırlar .

 

Aşağıdaki süreçlerden birini ya da birkaçını yaşanıyorsa mutlaka Psikolojik Destek ve Yardım Alınmalıdır:

 

* Sosyal aktivitelerden uzaklaşma,

* Enerji ve motivasyon eksikliği,

* Yaşama karşı ilgisizlik, keyif alamama ve umutsuzluk,

* Konsantre olmakta güçlük, dikkatin dağılması,

* Kendini, olayları ve ilişkileri negatif değerlendirme,

* Sık ağlama ve umutsuzluk,

* Öfke ve kızgınlık duyguları,

* Suçluluk ve değersizlik duyguları,

* İştahın artması veya azalması, aşırı kilo alma veya verme,

* Uyku düzeninin değişmesi, uykuya dalmakta güçlük, sık veya erken uyanma, normale göre çok uyuma,

* Yorgun, huzursuz ve aşırı kaygılı olma,

* Alkol veya ilaç kullanmaya başlama veya bu maddelerin tüketimini arttırma,

* Tedavinin başarısı konusuna aşırı yoğunlaşma ve bu konularda aşırı endişeli olma,

* Günlük işlere yönelik ilgisizlik, isteksizlik,

* Kısırlık dışında herhangi bir durumla ilgili düşünememek,

* Eşler arasında iletişimin minimum düzeye inmesi vb…

 

PSİKOLOJİK DESTEK ALMANIN ÇİFTLERDEKİ FAYDALARI NELERDİR?

 

Yapılan araştırmalarda tüp bebek tedavisi sırasında psikolojik destek almış olan çiftlerle, tedavi sırasında psikolojik destek almamış olan çiftlerin karşılaştırılması, oldukça ilginç ve faydalı sonuçlara ulaşılmasını sağlamıştır.

Bu araştırmalar tüp bebek tedavisi sırasında alınan psikolojik desteğin çok olumlu sonuçlara neden olduğunu belirlemiştir. Bunun etkileri ise;

 

* Eşlerin birbirleri ile duygularını ve kaygılarını paylaşması ile iletişim düzeyleri en üst seviyeye çıkartılır (birçok çift bunun ilişkiyi güçlendirdiğini fark eder).

 

* Psikolojik destek ve tedavi, çocuk sahibi olmakla ilgili eşler arasında yaşanan problemlerin çözümünde, özellikle, tedavinin dönüm noktası olan kararların alınması sırasında ihtiyaç ve beklentilerin ortaya konmasında yardımcı olur.

* Bireyin çevresinden gelecek tepkilere en duyarlı olduğu ve dikkatinin çocuk sahibi olmaya yoğunlaştığı bu dönemde yakın çevre ile etkileşimi önem kazanmaktadır. Bu dönemde sadece eşler arasında iletişim değil, yakın çevre ile sağlıklı iletişimin sağlanması hedefler arasında yer almaktadır.

 

* Tedavi döneminde alınan profesyonel yardım, uygulanan işlemlerin oluşturacağı psikolojik ve fizyolojik değişimlerle başa çıkılmasında çiftlere destekleyici bir ortam sunar.

 

* Süreç içerisinde alınan kararların kişinin iç dünyasında meydana getireceği etkinin ortaya konmasını ve tedaviye uyumun arttırılmasını hedefler.

 

* Depresyon ve anksiyete dönemlerinin ortaya çıkabileceğine hazırlıklı olma konusunda yardımcı olunur.

 

* Stresli aktivitelerden; aşırı alkol ve sigaradan uzak durmak.

 

* Tedavide fiziksel ve duygusal değişimlerle başa çıkmayı öğrenebilmesine, çiftlerin tedaviye uyum sağlamasını destekler,

 

* Yaşam kalitelerinin, becerilerinin artmasını sağlar,

 

* Eşler arası iletişimin güçlendirmesine veya var olan sorunların çözülmesine katkı sağlar,

 

* Çiftlerin kendileri ile ilgili inandıkları olumsuz düşünce ve yargılardan kurtulmalarını sağlar (değersizlik, yetersizlik, başarısızlık gibi olumsuz inanışlar).

 

* Yapılan araştırmalarda; Tedavi sırasında verilen psikolojik desteğin tedaviyi olumlu etkilemesiyle, kadının gebe kalma oranında artış meydana getirmiştir.

 

* Yapılan araştırmalarda; Tedavi sonucunda elde edilen gebeliklerde canlı doğum oranların artış göstermiştir,

 

* Tedavi sırasında çiftlerdeki depresyon ve anksiyetenin azalmasını sağlar,

 

* Tedavi sırasında oluşan stresin büyük oranda yok edilmesi sağlar,

 

BU SÜREÇTE HEM BİREYSEL HEM ÇİFTLER İÇİN UYGULANAN PSİKOLOJİK DESTEK YÖNTEMLERİ NELERDİR?

 

Kısırlık sorununun ortaya çıkardığı diğer sorunların çözülmesi ve tüp bebek tedavisinde yaşanan stres ve kaygıyla baş edilmesi için, çiftler hem bireysel olarak, hem de toplu olarak psikolojik destek alabilir.

 

Bu şekilde psikolojik danışmanlık alan eşlerin aralarındaki uyum artmakta ve alınan kararlarda birlikte çözüm üretme olanağı sağlanmaktadır.

 

Bu profesyonel yardım ve danışmanlık eşlerin çift olarak hareket etmesini daha kolay hale getirmektedir.

 

Çift danışmanlığının yanı sıra çiftlerin bireysel destek alması kişinin kendi kararıdır. Bu şekilde alınan bireysel terapilerde büyük fayda sağlamaktadır.

 

PSİKOLOJİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

• Bireysel psikoterapi ve destek:

 

Kişinin kendine ait bir ortama yoğun bir şekilde ihtiyaç duyduğu durumlarda bireysel psikoterapi, duygu ve düşüncelerin -özellikle “istenmeyen, paylaşılamayan” duygu ve düşüncelerin paylaşabileceği uygun bir ortam oluşturur. Problemlerin çözümünden çok, nasıl başa çıkılabileceği konusunda destek sağlar.

 

• Çiftlere Psikoterapi ve Destek:

 

Tüp bebek tedavisi gören çiftler tedavi öncesi ve sonrasında psikolojik desteğe ihtiyaç duyarlar. Öncelikle tüp bebeğe karar verme aşamasından başlayarak bu yardım devreye girmelidir.

 

Örneğin; Eşlerden biri karar verdi de diğeri bu konuda kararsız veya çift bu konuda doktorları ile konuştu. Bu konuyu ailelerine nasıl açacaklar? Aile nasıl bir tepki verecek? Tüm bu konuların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi önemlidir.

 

Bazı aileler bu durumla ilgili kendilerini de suçlayabilirler. Bazen de eşlerden bu zorluğu yaşayan kişi kendini yetersiz ve aşırı sorumlu hissedebilir. Bu durum ilişkiyi ve evliliği bozabilir.

Eşlerden bu durumdan sorumlu olanı, evlilik ilişkilerinde aşırı fedakârca davranarak evliliklerini zora sokabilir. Eşler arası iktidar ve güç çatışmaları ortaya çıkabilir.

 

Karar verildikten sonraki aşamada tedavi şekli çiftleri zorlayabilir. Tedavinin olumsuzlukla sonuçlanması halinde çiftler üzülürler.

 

Bazen de umutsuzluğa kapılarak gerginleşirler ve bütün bunların sonucunda birbirlerini olumsuz yönde etkileyebilir ve birbirlerine olumsuz davranabilirler. Hatta birbirlerini suçlayabilirler veya aşağılayabilirler.

 

Tedavi döneminde çiftlerin fiziksel açıdan hazırlanması kadar ruhsal açıdan da tedaviye hazırlanmaları çok önemlidir.

 

Tüp bebek tedavisinde geçirilen sürecin tamamı başta anne ve baba adaylarının geçtiği zorlu ve sıkıntılı bir dönemdir.

 

Bu süreçte baba adaylarının eşlerine vereceği manevi destekte oldukça önemlidir. Anne adayının stres seviyesinin yükselmesi, gebe kalma oranını olumsuz şekilde çok etkilemektedir.

 

Bu durumda anne adayı kendisini daha umutsuz hisseder. Eşlerin birbirine destek olması ve profesyonel olarak psikolojik destek alması eşlerin bireysel ve çift olarak zorlu yaşam olayını güçlü bir şekilde atlatarak tedavi sürecinin başarılı geçmesi sağlanacaktır.

 

• Grup psikoterapisi ve profesyonel destek:

 

Çiftlerin çocuk sahibi olamamakla ilgili duygu ve düşünceleri ile tedavi döneminde yaşadıklarını paylaşabilecekleri güvenli bir ortam sağlar.

 

Grubun oluşturacağı sinerji, motivason ve destek, aynı zamanda çevrenin yapacağı baskıyla başa çıkma yöntemlerinin paylaşılması, duygusal ve fiziksel açıdan bireyi zorlayan bu dönemde yalnız olmadığı duygusunu vermeyi hedefler, yetersizlik duygularını yenmeyi sağlar.

 

SONUÇ OLARAK;

Klinik gözlemler ve yapılan araştırma sonuçlarına dayanarak infertilitede Psikososyal müdahalelerin uygulanması bireylerin psikolojik ve ruhsal sağlıkları üzerinde olumlu etkilerinin olduğu görülmektedir.

 

İnfertilitede psikolojik sorunların yaygınlığı göz önüne alındığında infertil bireylerin yaşadıkları psikolojik sorunların en aza indirilmesinin hem bireylerin psikolojik açıdan daha sağlıklı olmalarını sağlayacağı hem de stres düzeyinin kontrol altına alınmasıyla birlikte muhtemel doğum oranlarını artıracağı, yani tedavinin başarıyla sonlanabileceği söylenebilir.

 

Doğumla sonuçlanabilecek olası gebelikler için psikolojik yönden de sağlıklı ebeveynlerin toplumda var olabilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir.

 

 

Dr. Ekrem Çulfa

 

Aile Evlilik Çift Terapisti

 

Web: www.MyLifeDanismanlik.com

 

Whatsapp ve  İrtibat Tel No : 0533 373 81 23



1610 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÖZSEVGİ & KARI-KOCA SEVGİSİ - 18/11/2024
Özsevgi ile eşimize olan sevgi dengesini nasıl dengeleriz?, Bunun için neler yapmalıyız?, Neler yapmamalıyız?
"İLİŞKİLERİNİZİ ÖLDÜREN 5 ŞEY: - 03/11/2024
1. Karşı tarafı değiştirmeye çalışmak, 2. Onu anlamak için artık çaba sarf etmemek,
ŞEHİTLİK - 27/10/2024
Şehit Olma Nedir?, Şehitlik Mertebesine Nasıl Ulaşılır?, Şehit Olmanın Psikolojik, Pedagojik, Sosyolojik, Milli Manevi Yorumları Nelerdir?,
KINA GECESİNİN GELİN, DAMAT, EBEVEYNLER VE ARKADAŞLAR İÇİN PSİKOLOJİK ANLAMI NEDİR? - 20/10/2024
Kına gecesi, kültürel ve geleneksel bir etkinlik olup, gelin ve damadın hayatındaki önemli bir dönüm noktasını temsil eder.
PSİKOLOJİSİ BOZUK OLANLAR NE GİBİ HAYAT KOÇLUĞU ALABİLİRLER? - 14/10/2024
Psikolojik sorunlar yaşayan bireyler için Hayat Koçluğu hizmetleri, destekleyici bir yaklaşım sunabilir. Ancak bu hizmetlerin, profesyonel psikoterapi veya psikiyatri tedavisi ile birlikte değerlendirilmesi önemlidir.
YALNIZLİK VE SAĞLIK KONULARINDA YÜKSEK KAYGILARIM VAR. - 09/10/2024
Soru:Yalnızlik ve Sağlık konularında yüksek kaygılarım var , bunun için neler önerirsiniz, örneklerle açıklar mısın?
KARI-KOCA İLİŞKİLERİNİN MÜKEMMEL OLMASI İÇİN GEREKEN AİLEVİ DEĞERLER - 30/09/2024
Karı-koca ilişkilerinin mükemmelliği ve sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için aile değerleri, ilişkinin sağlıklı, saygılı ve sevgi dolu bir şekilde ilerlemesine yardımcı olan temel prensiplerdir.
ARASTİRMALARA GORE İNTERNET FENOMENLERİ DAHA COK NEDEN İNTİHAR EDİYOR? - 27/09/2024
İnternet fenomenlerinin intihar oranlarının yüksek olmasının birkaç nedeni bulunmaktadır. İşte bu nedenlerden bazıları:
ANNELERDE FEDAKARLIK PSİKOLOJİSİ - 24/09/2024
Annelerde fedakarlık psikolojisi, genellikle annelerin çocuklarına ve ailelerine karşı duyduğu derin bağlılık ve özveri ile ilişkilidir. Bu psikoloji, birçok kültürde ve aile yapısında önemli bir yer tutar.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam74
Toplam Ziyaret229710
Köşe Yazıları Köşe Yazarları
Aile ve Çift Danışmanı Psikolog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 546 9324624
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Zararları Nasıl Önlenir?

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Klinik Psikolog Gülten DEMİRDÖVEN
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
ÖZSEVGİ & KARI-KOCA SEVGİSİ

Psikolog Barış Yılmaz
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Psk. Dan. Furkan Çulfa 0544 724 36 50
Okula Gitmenin Psikolojik Olarak Olumlu Katkıları Nelerdir?

sevdadiyarı şiirterapisi
Çocuk olmak ne güzeldi ….

sinem sayışman05333738123
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Olmanın Orijinal Otantikliği: Özbenlik, Özgüven ve Özfarkındalık

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Yaşam Koçu Aile Koçu istanbul Ayşim Çulfa
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG GÜLTEN DEMİRDÖVEN

35 Yıllık Tecrübeden Faydalanın Randevu Telefonlarımız: 0216-3476003 ve 0533-3738123

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

Bağımlılık deyince sigara,internet,alkol ve madde bağımlılığı aklıma geliyor. Gelişen

teknoloji ile hayatımıza bir çok yönden kolaylaştırma gelirken diğer yandan yeni riskler

 zararlarıda gelmiştir. Teknoloji çağında internet,sosyal medya araçları,bilgisayar,cep telefonu

 gibi yeni gelişmeler vazgeçilmez hale gelmiştir. Her yaşya görülen bu bağımlılık özellikle

12-18 yaş grubu açısından büyük önem taşır. Bu dönemde bireylerin ailelerinden uzaklaşıp

daha çok arkadaş gibi çevreye yönelmesi bağımlılığı tetiklemektedir. İletişimi artırmak,bilgi

paylaşımını kolaylaştırmak gibi yararları olmasının yanında işyeri ve okul performansının

düşmesi,uyku bozukluğu,internetin olmadığı hayatın getirdiği sıkıcı hayat düşüncesiyle

oluşan insanlarda fiziksel anlamda uzaklaşma görülmektedir. Özellikle okul çağında sık 

görüldüğü için öğrencilerin oldukça ruhsal ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini kötü

yönde etkileyerek akademik başarılarını da düşüne  aşırı internet/bilgisayar kullanımı bireyin

hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde etkilemektedir.

Ülkemizde bireyler eğlenmek,duygusal gereksinimlerini gidermek,sorunlarından

uzaklaşmak,heyecan aramak,gruba dahil olmak için madde/sigara kullanmayı denerler.

Bağımlılıkta Bazı Belirtiler:

  • İstenen keyfin alınabilmesi için internet kullanım süresinin artması
  • Bunaltı
  • İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler
  • İnternet kullanımını bırakmak isteme fakat boşa giden çabaların eşlik etmesi
  • İnternet kullanımı ile boş zamanları değerlendirememe
  • İnternet kullanımı ile randevulara geç kalma

Bağımlılığa Neden Olan Bazı Etmenler:

  • Alkolizm,sigara bağımlılığı aileden model alınarak başlamaktadır 
  • Aile içi sorunlar-çatışmalar bireyi bağımlılığa sürüklemektedir. 
  • Ailenin çocuğa karşı aşırı katı tutumu,evlilik çatışmaları,boşanmış aileler
  • Göç etmek pek çok sorunu beraberinde getirdiği gibi bağımlılığa da neden olmaktadır. 

ÇOCUKLARIMIZI BAĞIMLILIKTAN KORUMALIYIZ AMA NASIL?

Tedaviyi özellikle çocuğun istemesi, tedavi süresince anne ve babanın da katılması gerekiyor.

 Tedavi kişinin maddeyi bırakmasını,sosyal hayata geri dönmesini,kendini keşfetmesini

sağlar. Kişinin psikoloğu ile işbirliği yapması da tedaviyi hızlandırmakta ve başarı oranını

arttırmaktadır. Çocuğun hayatını organize etmek gerekir.Kişinin sorumluluğu üstlenmesini

sağlamak,seçenekleri daraltmak bağımlı kişinin tedaviye gitmesini sağlar.

Bağımlılıkta Yapılması Önerilenler:

  • İnternet kullanımını zıt saatlere kaydırmak
  • Dış durdurucular kullanmak
  • Hedefler belirlemek
  • Boş zaman etkinliği koyma
  • Aile terapisi
  • Çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasına teşvik etmek
  • Ailelerin daha çok çocukla zaman geçirmesi
  • Bilgi için arayınız: 0544-724 3650

 

 

Çocuk Ergen ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Çocuk Ergen Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Hava Durumu
Saat